Efsane Güzellikteki Sürükleyici Hikayelere Ücretsiz Ulaşabileceğiniz Adrese

HOŞGELDİNİZ

Elem olaydan yaralı olarak kurtulanlar, yaşanılan şokun etkisiyle Halil ve Emine Hanım’ın vefat ettiğinden bihaberdiler. Cenazeye gidebilecek durumları olmadığından taburcu olmaya yakın zamanda vefat haberini alarak bir kez daha yıkıldılar. Hastanede feryat-figan koptu. Ancak giden geri gelmiyordu.

Birkaç gün sonra, yaşanılan olaydan yaralı olarak kurtulan Oğuzhan, Elif ve Mustafa Bey taburcu edildi. Vücutlarında oluşan yaralar iyileşmesine iyileşmişti. Ancak beyinlerinde oluşan travmayı uzun süre üzerlerinden atamadılar. Yaşanılan bu olayın etkisiyle oluşan tedirginlikten dolayı ilk başlarda piknik, doğa yürüyüşü gibi sosyal aktivitelerden de uzak durdular.

Ancak birkaç sene sonra ailecek, el birliğiyle psikolojilerini düzelterek korkularının üstesinden gelebildiler. Piknik, doğa yürüyüşü gibi sosyal aktivitelere devam ettiler. Çünkü başa gelen olumsuz bir durum için bir şeylerden vazgeçilmemesi gerektiğinin, aksine korkuların üzerine gidilmesinin zaruri olduğunun bilincini zamanla kendilerine aşıladılar.  

Aylar yılları kovaladı. Olayın üstünden on beş yıl geçti. Oğuzhan 23 yaşına gelmiş ve nişanlanmıştı. Bir Temmuz ayının pazar günü, nişanlısıyla birlikte, Şifa Suyu Aile Çay Bahçesi ve Piknik Alanı’na geldiler. Oğuzhan, yıllar önce piknik yaptıkları yeri hatırladı ve arabasını aynı çınarın yanına park etti. Biraz uzaklaşarak çınar ağacını baştan aşağı süzdü. Yüzünde hüzün oluşarak gözlerinden bir damla yaş aktı.

“Ne oldu Oğuzhan?” diye sordu Didem.

Oğuzhan, nişanlısının bu sorusu sonrasında bir an kendini toparlayamadı. Kısa bir süre duraksadıktan sonra eliyle çınar ağacını göstererek; “daha önce, annemi ve ağabeyimi bir ağacın altında, yıldırım çarpması sonucu kaybetmiştik demiştim sana. Burası o yıldırımın düştüğü ağaç. Olay anını hatırladığımdan gözlerim yaşardı,” dedi. Kısa sessizliğin ardından yüzünde tebessümle sözlerine devam etti Oğuzhan; “Ağacın duruşunu kendimize benzettim. Asırlık çınar ağacı da yaşanılan olay sırasında kendisini hayata bağlayan birçok dalını kaybetmişti. Ancak şimdi görüyorum ki, yıllar içerisinde yaralarını sarmış ve eskisinden daha ihtişamlı olarak hayatına devam etmekte. Bu manzara bana, hayatın, zorluklar karşısında dik durabilmeyi sadece insana değil tüm canlılara da öğrettiğini gösterdi,” diyerek sevgiyle müstakbel eşine bakıp, elini tuttu.

“Böyle düşünceli ve duygusal yanın beni sana aşık etti. İyi ki varsın. Seni çok seviyorum,” diyerek nişanlısına sarıldı Didem.

Oğuzhan da sevdiğinin sözlerine karşı tebessümle; “Ben de seni çok seviyorum aşkım,” diyerek nişanlısının yüzünü iki avuçucunun içine aldı ve kısa süre sessizliğin ardından; “Hadi şu koca çınarın haşmetinde pikniğimizi yapalım, keyfimiz daha fazla yerine gelsin. Kim bilir bir gün çocuklarımızla da gelmek nasip olur,” dedi.

Tatlı bir meltem, koca çınarın yapraklarını hışırdattı. Oğuzhan ve Didem, o hışırtıları güzel bir melodi gibi dinleyerek, gelecek yıllarını hayal edip konuşmalarına devam ettiler.

                                                                                        = SON=

Yeni Hikayelerimiz Yakında Burada

Bizi Takip Etmeye Devam Edin