Efsane Güzellikteki Sürükleyici Hikayelere Ücretsiz Ulaşabileceğiniz Adrese

HOŞGELDİNİZ

Ancak birkaç kişinin arabasını oraya park etmiş olduğunu fark edince, burasının arabalar için park yeri olarak ayrıldığını düşündü ve bir an üzüldü. Sonrasında etrafına bakındı. Piknik yapmayı planladıkları ağacın çevresinde de geniş bir düzlüğün olduğunu gördü, tekrar yüzünde tebessüm oluştu. ‘Olsun. Orası olmasa da oyunlarımızı burada oynarız artık,’ dedi kendince. Elindekilerinin varlığına şükrederek kıymet bilinmesi gerektiğinin bilincindeydi Oğuzhan. Sonra, arabadaki eşyaların, çınar ağacının altındaki keresteden yapılmış uzunca masaya taşınmasına yardım etmek için annesinin ve babasının yanına gitti.

Bulundukları yerin sol tarafında uzunca bir yapı vardı. Bu yapının içerisinde kapalı bir restoran alanı, mutfak ve çay ocağı bulunuyordu. Yapının ön tarafındaki beton zemin üzerinde, açık alanda boylu boyunca masalar diziliydi. İsteyen, et de dahil, her şeyi işletmeden temin edebiliyor, isteyen etini kendisi getirip burada işletme çalışanlarına pişirtebiliyor, isteyen de işletmeden sadece mangal alıp bütün pişirme işlemlerini kendisi yapabiliyordu. Genel itibariyle, bütün işlemleri kendisi yapacak olanlar, restoranın yukarısındaki toprak alana geçtiklerinden, Oğuzhan ve ailesi de burada bir yere oturmuşlardı. Restoranın üst tarafı, yine uzunca ağaçlarla çevrili, yer yer hafif eğimli düzlükler içeren yapıya sahip toprak bir zemindi. Tepelere doğru çıkıldıkça ağaçların yaşı, buna bağlı olarak da boyları ve çapları küçülüyor, bunları saran çalı formundaki bitkilerin sayısı ise artıyordu. Bu küçük ağaçların altında bayır aşağı kalan ve yer yer düzlüklerin olduğu geniş alan, piknik alanı olarak kullanılıyordu.

Zaman ilerledikçe, piknik alanındaki yoğunluk git gide arttı. Öğlen saatlerinde hemen hemen her yer dolmuştu. Yetişkinlerin bir kısmı mangalda yiyeceklerini pişiriyor, bir kısmı da masa için hazırlık yapıyordu. Çocuklar ise sağa sola koşturuyorlardı. Yemek için mangal işine girmemiş bazı gruplar da voleybol, yakan top, istop gibi oyunlar oynuyorlardı.

Tüm bunlar devam ederken, enerji ve yağmur yüklü kara bulutlar gökyüzünde toplandı ve ortalık bir anda karardı. Pozitif ve negatif enerji yüklü bulutların birbirine temasıyla oluşan şimşekler ve gök gürültüleri arasında yağmur damlacıkları insanların ve eşyaların üzerine düşüyordu. Kısa süre sonra yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başlamıştı. Bu sırada, kimi eşyalarını toplayıp evinin yolunu tuttu, kimi de ‘yaz yağmuru, birazdan diner’ deyip, piknik yaptıkları yerin yakınındaki ağacın altına sığındı. Oğuzhan ve ailesi de bu düşünceyle hareket edip, kolları geniş bir alana yayılmış olan asırlık çınarın altına geçmişlerdi. Ancak düşünüldüğü gibi olmadı. Yağmurla birlikte, şimşek ve gök gürültüsü de uzun uzadıya devam etti.

                                                                                                                                                                                  Devamı Üçüncü Bölümde

Yeni Hikayelerimiz Yakında Burada

Bizi Takip Etmeye Devam Edin